bedenim çevik ayaklarla
gençliğin zirvesine tırmanırken
sakalım uzuyor kalbime doğru
tellerin her birinde
yüzümü okşayan bir dede korkutkurt sesleri ve kupkuru rüyalar
karşımda can çekişen ağustos korkunç
ekmek yapan eylül saçlı kadın iyi
gözlerimin aralığından kışa bakan çocuklarımız
ekranda ömür dediğin karşı duvarda kabrim
birbirini kamçılayan günler
yakılan anızlar duman balkonda tütün ve keder
köylülerin dereye sürüklediği ölü at
aklıma düşen niçe ve bıyık
aklımı çalan saat
torunların düğün sonrasına ertelenen intihar
saçıma düşen ak içime düşen kuyu
kaldırımda indirim ilanları huyuna gittiğim para
aklıma düşen medarı maişet ve sait faik
öksüz yaprak yetim yapraklar parkta
durun bu çiğnediğiniz rüzgarla konuşandır
durun kırk yaşındayım salıncak sırası bende
durun ağırlığım yetmiyor ipte ölmeme
ömrüm iki asra bölündü durun
iki çocuğum var iki gözüm
durun kalabalıklar ve necip fazıl
dudaklarımda taşın bilgeliği dile gelsin
susun son sözlerini söylesin can veren mevsim:Gece içime kapanmış
Alıngan bir yanlışlıktır bende
Karanlığın altını çiziyorum
Beni daha iyi anla diye
Adını alnıma ben yazıyorum
Bu kara yazımı yalanla diye
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!
Elinize sağlık. Çok güzel.
20. yy ile 21. yy arasında bir köprüydü ömrü. Şiirinde sırat şiirinde sanat sanatında iç çekişler, ekmek, duman ile korkulasıca “böö sesleri”, çocuklar ve kemale erdikçe altı çizilen karanlık..
Beyne’l medarı maişet ve’t-tefekküril kabir…
Serbest nazım ile mensur şiir arası orjinal bir üslup. Attila ilhan ve İsmet Özel arası bir etki bırakır damaklarda. Eline sağlık
/torunların düğün sonrasına ertelenen intihar/
Bu dize bana babamın babannesini hatırlattı 🙂 ben doğduğumda “beni yaşlıdır ölür diye beklemeyin daha Ayşe’nin çocuklarını göreceğim” demiş. 103 yaşında vefat etti. Bizi çok severdi Rabbim rahmetini ondan esirgemesin inşaallah, öylesine yazasım geldi 🙂
Allah gani gani rahmet eylesin
Amin Allah razı olsun hocam.
Bu şiire tekrar tekrar gelmek çok yorucu geliyor kalbime ama okadar gelise rağmen cevabınızı farketmemisim
“durun kırk yaşındayım salıncak sırası bende
durun ağırlığım yetmiyor ipte ölmeme”
Bu dizeleri anlayabildiğim için sevindim doğrusu. 5 senedir hin avibi’yi takip etmeme borçluyum.
Garip…Bu şiiri ilk okuyuşumda da ağlamıştım.
Bu dördüncü.
“saçıma düşen ak içime düşen kuyu”
yaşlandıkça derinleşiyoruz..
Bir şey anlamıyorum bu da bir sanat mı ?
Hocam kalemine sağlık.son bölümde düşmüş biraz.iki noktada bitse tadından yenmezdi.imgeler okyanus.takipteyim.
Gece içime kapanmış
Alıngan bir yanlışlıktır bende
Karanlığın altını çiziyorum
Beni daha iyi anla diye
Adını alnıma ben yazıyorum
Bu kara yazımı yalanla diye
Özlemiştik hocam,elinize,kaleminize, yüreğinize sağlık